Amblemi Işık Saçan Ampul Olan Parti (AKP)

Amblemi Işık Saçan Ampul Olan Parti (AKP) 

Adalet ve Kalkınma Partisi'ne bağlı siyasetçi ve belediyelerin devlet kaynakları ve/veya varlıklarını usulsüz olarak kendileri veya partilerine aktarmaları. 

Genel merkezi Ankara'nın Balgat isimli bir semtinde bir ara sokakta bulunan, genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tertiplenen ramazan kokteyline (evet yanlış okumuyorsunuz, ramazan kokteyli) Pakistan Büyükelçisi'nden Fethullah Gülen yandaşı çarşaflı dilberlere kadar geniş bir ranjda müthiş bir gürühun davet edildiği, yapı açılışından bu yana sokakta huzur bırakmamış bir siyasi oluşumdur. Kokteyle davet edilenlerin sokağa park eden araçları yüzünden önünde kırk beş dakika kadar mahsur kalınmış, fırsat ganimet bilinip yapı bir güzel incelenmiş, mimari yorum ve eleştirilerle donatılmıştır.

Yazarın notu: Mimari yorum ve eleştiriler siyasi düzene ilişkin yorum ve eleştirilerden bağımsız kılınmaya çalışılmıştır.

Hukuk danışmanlığını İstanbul Üniversitesi Anayasa hukuku öğretim üyelerinden Prof. Dr. Burhan Kuzu yapmaktadır. Hatta kendisi daha sonra fakülteden istifa ederek İstanbul'dan milletvekili seçilmiş, meclis anayasa komisyonu başkanı olmuştur.

AKP’li belediyeler de dahil olmak üzere, devletin her kademesinde meydana gelen yolsuzluklar zinciridir. 

Deniz Feneri Derneği Yolsuzluğundan tutun da Tayyip Erdoğan'ın ATV ve SABAH'ı damadının başında olduğu ÇALIK HOLDİNG'e vermesine, özelleştirmelerde yaşanan peşkeş çekmelerden, ihalelere fesat karıştırmalara kadar her alanda görülen yolsuzluklardır.

* Orta Asya ve Hazar Havzası Petrollerini Türkiye üzerinden dünya pazarlarına taşıyacak Samsun-Ceyhan ham petrol boru hattı projesi ihaleye çıkmaya bile gerek duyulmadan, Şubat 2006’da ÇALIK grubuna tahsis edilmiştir.

* Enerji Bakanı Hilmi Güler İsrail'i ziyaretinde, Ceyhan Nehri’nden İsrail'e uzanacak petrol boru hattının inşasının da ÇALIK'a verilmesi talebinde bulunmuş, Başbakan ERDOĞAN'ın SUDAN'ı ziyareti sırasında, İNDİAN OİL'e verilmiş olan bir proje bu şirketten alınarak ÇALIK grubuna verilmiştir.

* ÇALIK grubu devlet destekli yükselişini, NİSAN 2008’de TMSF tarafından satışa çıkartılan ATV-SABAH şirketler grubunu 1.1 milyar dolara satın alarak sürdürmüştür. Grup, bu meblağın 750 milyon dolarlık kısmını VAKIFBANK ve HALKBANK’tan sağladığı kredilerle, kalan kısmını da KATAR’lı MEDYA kuruluşu AL WASAEEL İNTERNATİONAL MEDİA’ya yüzde 25 hisse satarak karşılamıştır.

* ÇALIK grubu’nun AKP ile ilişkisinde sorgulanması gereken başka sorunlu konular da vardır. Örneğin, başbakan'ın damadı BERAT ALBAYRAK MART 2007 sonu itibariyle ÇALIK HOLDİNG'e genel müdür olarak atanmıştır. eski TPOA genel müdürü olan ve bu göreve AKP’nin iktidara gelmesinin ardından ABD’den özel olarak çağrılarak getirilen SAİM DİNÇ, 30 MART 2007’de emekliye ayrılmış ve NİSAN 2007’de ÇALIK ENERJİ GRUBU’nda işe başlamıştır. Mevcut yasalar, bir kamu yöneticisinin, aynı sektörde iş yapan bir özel sektör şirketinde 3 yıldan önce çalışmaya başlayamayacağını söylerken, enerji bakanı HİLMİ GÜLER’in bu konudaki yorumu, AKP’nin yasallık anlayışının niteliğini ve önceliğinin yasalardan çok “piyasada” olduğunu ortaya koyar niteliktedir: “özel sektör, elemanlarını kamudan tercih ediyor. netice itibariyle genel müdür emekliliğini istemiştir. Özel sektöre gitmek onun da hakkıdır.”

* SEKA BALIKESİR tesisi, ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANLIĞI’nın kendi değer tespitlerinin ellide birine, yani 1.1 milyon dolara satılmıştır.

* TÜPRAŞ’ın ilk ihalesinde yüzde 75’lik hisse 1.3 milyar dolara satılmak istenmiştir. Halbuki yıllık cirosu 21.6 milyar ytl (yaklaşık 17 milyar dolar) olan tüpraş’ın, 2004 sonu itibariyle sadece bankalarda bulunan mevduatı 1.1 milyar ytl (yaklaşık 800 milyon dolar) idi. Daha sonra TÜPRAŞ’ın yüzde 14.76’lık hissesi de bir gece operasyonuyla borsa değerinin çok altında satılmıştır.

* KUŞADASI LİMANI özel imtiyazlarla devredilmiştir.

* TEKEL ALKOLLÜ İÇKİLER ŞİRKETİ’nin satışı her boyutuyla bir skandaldır. Kısaca açıklamak gerekirse, tekel içki NUROL - ÖZALTIN - LİMAK - TÜTSAB ortak girişimine (mey içki) 292 milyon dolara satılmıştır. Ancak, şirketin satış anında nakit sayılan içki stoklarının değeri 126 milyon dolardır. Daha sonra, işçilerinin kıdem tazminatı olan 32 milyon dolar da devlete yüklenmiştir. Şirketin mey içki’ye devri bir hafta ertelenince, içki dağıtımı engellenerek alıcılara 9 milyon dolarlık bir ikram daha yapılmıştır. Satılan şirketin TEKEL AŞ’ye olan 307 trilyonluk borcu, devirden 9 gün önce tasfiye edilmiştir. TEKEL içki’nin genel müdürü devirden önce 100 trilyonluk hammadde alarak devleti zarara uğratmış, ardından da kamu etik yönetmeliği’ne aykırı olarak mey içki’ye genel müdür olmuştur. VE alıcılar, 2 yılı ödemesiz banka kredisiyle devraldıkları tekel içki’nin yüzde 90 hissesini iki yıl geçmeden 810 milyon dolara TEXAS PACİFİC GROUP’a satmışlardır.

* TEKEL’in tütün ve sigara işletmeleri, 2008 başında JAPON TOBACCO İNTERNATİONAL (JTİ) firmasına 1.7 milyar dolara ve borçlarının ve çalışanların kıdem tazminatlarının ödemesi devlete yüklemiş olarak satıldı. Halbuki 2003’te yapılan ancak sonra iptal edilen ilk satış ihalesinde aynı şirkete, yine JTİ tarafından borçlarının ile çalışanların kıdem tazminatlarının ödemesi alıcı şirketin sorumluluğunda olmak üzere, 1 milyar 150 milyon dolarlık teklif verilmişti. 2003-2008 arasında, tekel’in ek yatırımlar yaptığı ve dünyadaki tüm şirketlerde görülen değer artışı gibi tekel’in de piyasa değerinin yükseldiği düşünülürse, 2008 satışının nasıl olup da bu şekilde sonuçlanabildiği büyük bir soru işaretidir.

* Alıcıya göre şartname düzenleme ya da şartnameyi alıcı ile birlikte düzenleme (örnek: TCDD limanlarının özelleştirilme ihaleleri).(MERSİN ve İZMİR)

* TEKEL’in BOZCADA’daki bağları ve taşınmazlarının 22.12.2003, 02.01.2004, 16.02.2005 tarihlerinde parça parça aynı kişiye satılması.

* 4 milyar dolar ile Türkiye’nin en borçlu belediyesi ve yerel yönetimlerin hazineye ödenmemiş borçlarının yüzde 65’inden tek başına sorumlu olan ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, borcunun yaklaşık dörtte birini oluşturan EGO’yu 30 yıllığına özelleştirdi. ABB BAŞKANI MELİH GÖKÇEK ihale açılmadan önce Türkiye’nin en yüksek fiyatını alacaklarını iddia ediyor ve ihaleden 3 milyar dolar gelir bekliyordu. İhalenin sonucunda zorlukla 1.610 milyar dolara ulaşıldı. belediye’nin EGO üzerinden HAZİNE ve BOTAŞ’a olan borcu, EGO verilerine göre 800-850 milyon dolar, hazine verilerine göre ise 1.1 milyar dolardı. 2 milyar dolarlık faiz borcu ise silinmişti.

* "KUMKÖY santralinde 19 milyon tl ZARAR. 

Asıl değeri 25 milyon 144 bin 766 tl olarak tespit edilen santral, 5 milyon 666 bin 584 tl’ye devredildi. sadece bu örnek bile özelleştirmenin zararlarını ortaya koyuyor.

DSİ’ye ait, SAMSUN-YEŞİLIRMAK üzerinde inşa edilmiş olan KUMKÖY hidroelektrik SANTRALİNİN İC İÇTAŞ ELEKTRİK ÜRETİM ve TİCARET AŞ.’ye, 19 milyon 478 bin 182 lira zararla devredildiği ortaya çıktı. İMO tarafından yapılan açıklamada, 5 milyon 666 bin 584 tl bedelle devredilen santralın asıl değerinin 25 milyon 144 bin 766 tl olduğunun ESM tarafından tespit edildiği duyuruldu.

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI (İMO) tarafından yapılan yazılı açıklamada, bir özelleştirmenin kamuyu nasıl zarara soktuğu bir kez daha gözler önüne serildi. “haklı kaygılarımız gerçekleşti” denilen açıklamada, KESK’e bağlı enerji sanayi maden sendikası’nın (ESM); DSİ tarafından SAMSUN-YEŞİLIRMAK üzerinde inşa edilmiş olan KUMKÖY hidroelektrik santrali’nin İC İÇTAŞ ELEKTRİK ÜRETİM ve TİCARET AŞ.’ye devir bedelini hesapladığı ve bu hesaplamada, yaşanan hatalar silsilesinin ortaya çıktığı aktarıldı.

ESM’nin tespitine göre, 5 milyon 666 bin 584 tl bedelle devredilen santralin asıl değeri 25 milyon 144 bin 766 tl. böylece kamu söz konusu santralın devrinden 19 milyon 478 bin 182 tl zarara uğratıldı. "

http://twshot.com/37ai

"‘Yanlışlıkla’ trilyonlar vuran adam!

DSİ teftiş kurulu’nun 25 milyon tl olarak değer biçtiği kumköy santrali 5 milyon tl’ye akp’nin oluşturduğu sermaye yapılanmasının köşe taşlarından, İBRAHİM ÇEÇEN’in sahibi olduğu İC gruba verildi. aradaki 19 milyonluk farkın gerekçesiyse ‘yanlış hesaplama’ olarak açıklandı. " (aydınlık'tan)