28 Nisan 2017 Cuma

Esrarli Bir Vaka

Esrarlı bir vaka (Une ténébreuse affaire), Honoré de Balzac'ın romani (1841), insanlık komedyası'nın (la Comédie humaine) "Siyasal yaşamdan sahneler" bölümünde yer alır. Senatör Clément de Ris' nin imparatorluk döneminde kaçırılışı, biçimsel nitelikleri ve yazarın yarattığı kadın kahraman Laurence de Saint -Cygne ile ilgi çeken bu yapıtın yazılmasına neden olmuştur.

24 Nisan 2017 Pazartesi

Ateş Yolu

Hiç düşünmediğimiz bir zamanda ve ne olduğunu anlamadan artık bir karabasanın ortasında başrol oyuncusu olabiliriz ve cinnetin esrarengiz gücü yakaladı mı birkez, artık kurtuluş yoktur.
Tıpkı Stephen King'in bu romanındaki kahramanı gibi...

Ateş Yakmak

Bir kitap yazabilmek için insanın önce anlatacak bir şeyleri olmalı. İşte Jack London'ın inanılmaz başarısını sağlayan nedenlerden biri buydu. Kısacık yaşamı boyunca bin türlü şey görmüş, her boyaya boyanmıştı. Denizcilik, rıhtımlarda hamallık, inci avcılığı etmiş, kuzeyde, en uzak yerlerde, ayı balığı avına çıkmıştı. Dünyanın yarısını, adım adım, bir serseri olarak gezmişti; sonradan, bu gezintilerini kitaplarında anlattı. Çoğu zaman aç dolaşır, parklarda, sıraların üstünde, samanlıklarda, arabaların içinde uyurdu. Kuru toprak üstünde yaptığı geceler pek çoktu. A.B.D'de yüzlerce kez tutuklanıp cezaevine atıldı, ayrıca Meksika'da, Mançurya'da, Japonya'da, Kore'de çeşitli cezaevlerine girip çıktı. Üç öyküsünü çıktı. Üç öyküsünü içeren Ateş Yakmak yazarın memleketimizde en sevilen kitaplarından biri olmuştur.

Ateistin Kutsal Kitabı

Düşünüyorum, o halde ateist miyim? Bu gezegendeki rolümüz ne? Hakikat nedir? İnanç ya da iman nedir? Şüphe etmek bir trajedi midir? Şüphe ve belirsizlikle yaşanabilir mi? Her şey bir yanılsamaysa?..

Ateist'in Kutsal Kitabı bir felsefe, düşünce ve aforizma kitabı. Önemli bölümü kurmaca yapıtlardan alınan bu aforizmalar, okura kendi hesaplaşması için bir şans veriyor. Hemingway'den Marquis de Sade'a, Napoléon'dan Freud'a, Schopenhauer'a, Benjamin Franklin'e, Nietzsche'ye, Frank Sinatra'ya, Camus'ye, Fidel Castro'ya, Asimov'a...

23 Nisan 2017 Pazar

Aşktan da Üstün 50 Film

İçinde bulunduğumuz sinema atmosferi, iyisi kötüsü ile birçok tuzağı, tuzaklardan kaçış yolunu, kurtuluş ve mahvoluş alanlarını barındırıyor. Arka Pencere, yaşadığınız bu bina içinde sizin kurtuluşa ya da mahvoluşa kaçış noktanız olabilir. Oradan ihtiyacınız olan her türlü mühimmatı gizlice evinize taşıyabilirsiniz. Komşularınızı ve gizli kalmaya mahkum cinayetlerini izleyebilir, türlü türlü iyiliğin, hinliğin ve icraatın peşinde koşabilirsiniz. Yeter ki işinizi 'aşktan da üstün' bir duyguyla yapıp, sonunda aşkın her şeyi sarıp sarmaladığını fark edin... Kanımca, kötü eleştiri iyi eleştiriyi kovar. Dolayısıyla iyi eleştirinin ve sinema aşkının gövermesi için bu seçkiyi önemli bulduğumu belirtmem gerek. Seçkinin ileride yayımlanacak öteki yazılarla daha da gelişip büyüyeceğini, bize başka arka pencereler sunacağını umuyorum. Derviş Zaim Sinema hakkında yazmak ile sinema yapmak aras?ndaki ayrım bizim için çok önemli değil. İşin gerçeği, bugün filmler hakkında konuşmaktan en çok zevk aldığımız insanlar sinema yazarları. Bir grup sinema yazarının yaklaşık bir yıl önce bağımsız olarak kurdukları Arka Pencere'yi düzenli olarak takip ediyoruz, Hitchcock'un film adlarından oluşturdukları kendilerine özgü bir yazı evrenleri var. Bağımsız olduklarını da özellikle vurgulamak gerek. Yağmur Taylan, Durul Taylan Yazarlardan demek istemiyorum, sinemaseverler için sinemaseverlerden bir toplama, arkadaşlarınızla "Oğlum süper filmdi!" diye göz atacağınız bir başucu kitabı, sevgilinize hava atacağınız koleksiyonu az çok düzenleyecek yardımcı kitap. Ya da "Cennet Sineması"nın sonu gibi bir kitap diyelim kısaca da, gözlerimiz dolsun...

Aşkın Metafiziği

Aşkın (Cinsel Sevginin) Metafiziği, insanın, türün bir “bireyi” olarak kendi dışında bir yerde ve geçmiş zamanda yazılmış bir oyunun çaresiz edilgen aktörü olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. “Oyunun” senaristi olmasa da amaçlarının farkında olan ödünsüz merci, irade'dir. İrade, bütün canlı türlerin ideal tipinin korunup hayatta kalmasını sağlama kaygısı taşır. Türün bireyi (insan-hayvan) içine irade tarafından içgüdü halinde yerleştirilmiş dürtülerin doyum taleplerinin edilgen hizmetçisidir. Türün korunup devam etmesi bakımından tayin edici önem taşıyan “cinsel dürtü”nün tamamlayıcısı “cinsel sevgi”nin, dikkatle değerlendirilmesi gereken mutlak ya da nispi özellikleri, uyulması gereken kuralları vardır; bu oyun kurallarını, “türün aleyhine” sonuç almaksızın, kimse ihlal edemez. Aşkın Metafiziği: Kör iradenin tutsaklığı.

Aşkın Celladı

Elinizdeki bu kitapta, psikoterapist Irvin D. Yalom'un yalnızlık, ölüm korkusu, yaşama amacımı yitirme gibi, aslında hiçbirimizin tamamen kaçamayacağı temel insanlık kaygılarından rahatsız olan hastalarıyla yaptığı çalışmalardan seçtiği, on ilginç öykü bulacaksınız.

Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz

Tarih yeniden mi yazılacak? Kadim Türkler tüm insanların ataları mı? Onlar bin yaşına kadar yaşayarak, uzun yaşamın sırlarını öğrenmişler miydi? Tüm dinler onların Tengri dininden mi türedi? Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammet ve Buda Türk müydü? "Işık doğudan gelir" ne anlama geliyor? Türkler gelecekte insanoğlunun kurtuluşunda nasıl bir rol üstlenebilirler? Amerika´da doğan ve daha sonra Meksika´ya yerleşen bir yazar, eşinin ani ölümünden sonra ruhunun hep yanında olduğuna ve destek verdiğine inanarak insanlığın ve dünyanın daha iyiye gitmesi için ne yapılması gerektiği konusunda araştırmalar yapmaya başlıyor. Özellikle, Hıristiyanlığın kökenlerini araştırarak işe başlıyor ve çok ilginç bir şekilde araştırmaları onu Türklerin ayak izlerine götürüyor. İlk insanların Türklerle başlayıp daha sonra dünyaya dağıldığını ve ilk konuşulan dilin Türkçe olduğunu, bilimin, felsefe ve dinin yine Türklerden başladığını söylüyor. İnsanların güneşsel enerjiyle nasıl senkronize yaşaması gerektiğini anlatıyor. Şu an insanlığın içinde bulunduğu huzursuzluğun çözümünü ancak Orta Asya ve Türklerin getirebileceğini, daha iyi bir dünya için gerekli açılımları ancak onların yapabileceğini iddia ediyor ve şayet bu olmazsa dünyanın asla huzur bulamayacağını söylüyor. Ayrıca yazar Türklere bir gönderme yapıyor. Nasıl oluyor da doğuştan filozof ve şair olan, Türk kültürünü dünyaya yayan Erke Han´ı bilmiyorlar. Türk dünyası görkemli zaferlerini ona borçludur. Eski uygarlıklarda kullanılan teknolojiye de değinen yazar, insanların onları kullanarak nasıl yüzlerce yıl uzun yaşabileceklerini yazıyor. Bu arada Türklerin Orta Asya ve Çin´de yaptıkları piramitleri anlatıyor. Gerçeğin Türklerden saklandığını yazıyor. İnsan bu kitabı okuduğu zaman bir Amerikalının nasıl olur da bilmediğimiz geçmişimiz hakkında bu kadar şey bildiğine hayret ediyor. ...

...Ve Sonra Hiç Kalmadı

Sonra bin sekiz yüz kalmıştı. Sonra bin altı yüz. Ve sonra hiç kalmadı...

"O sıralarda, yani bundan üç ila beş yüz yıl önce daha iyi başka diyarlar olabileceğini düşünen her aile, her grup, her inanç sahibi ya da her klik yıldız yollarına düştü. Tedirginler, hırslılar, halinden hoşnut olmayanlar, garip kişiler, topluma uyum sağlamayanlar, kıpır kıpır kurtlu kaşarlar ve sadece meraklı turşucular: düzinelerle, yüzlerle, binlerle gürül gürül gittiler."

Zindan Adası

"Dennis Lehane'in Zindan Adası romanını okumak bir çılgınlık, şiddet ve yanılgı kabusuna girmek demek. Romanı bitirmekse -finaliyle ilgili bir ipucu vermek bile suç olur- yolunu şaşırmak, belki öfkelenmek ve sonunda usta bir öykü anlatıcısının, zihnimizi darmaduman etme yeteneği üzerine kafa yormak demek. Edgar Allan Poe'yu geri getirebilsek ve ona bugünün postmodern hile torbasını versek, bize Zindan Adası kadar beklenmedik ve huzursuz bir öykü anlatırdı."
- The Washington Post-
"Şunu iyi bilin: Lehane'in yeni romanı çok beğenilen ve çok satan kitabı Gizemli Nehir'in mirasına son derece sadık ancak öyle şaşırtıcı bir finale bağlanıyor ki, şimdiye kadar yazılmış, estetik açıdan en doğru çözümlenmiş romanlardan biri olarak tarihe geçecek."
- Publishers Weekly-
"Adada atmosfer gayet karanlık ve kasvetli. Teddy ve Chuck, adam avcılığı ve Ashecliffe'in berbat tıbbi personelini soruşturma görevine bağlı kaldıkları sürece, rollerini kas gücü ve zarafetle oynuyorlar."
- The New York Times-
"Agahta Cristie tarzı katil-kim klostrofobisini, sıkı bir Stephen King ürperticiliğiyle birleştiren aksi, derin, havalı, esrar dolu bir öykü."
- San Fransisco Chronicle-

Asker Kaçağı - Savaşa Karşı Bilimkurgu Öyküleri

Philip K. Dick, Alfred Bester, William Tenn, Katherine MacLean, Stanislaw Lem, Eric Frank Russell ve Müfit Özdeş'in öykülerinin yer aldığı Asker Kaçağı "yeniliğini hiç kaybetmeyen" klasik bir bilimkurgu seçkisi. İlk yayım tarihinden 20 yıl sonra yeniden meraklılarının karşısında.

"Savaşa ve militarizme karşı bir öyküler derlemesinin bilimkurgu alanından seçilmesinin anlamı nedir? Edebiyatta bilimkurgu dışında da antimilitarist olunabilir kuşkusuz. Ancak bilimkurgunun büyük bir avantajı var: Gündelik yaşamımıza sorgulanmaz bir biçimde yerleşmiş olan savaşperverliği, militarizmi, üniforma, emir-kumanda ve dayak biçiminde bir parçamız olan askerliği doğası gereği, çok daha rahat bir biçimde yadırgatabilir bilimkurgu.

Bunu bir robot-masalı biçiminde yapabilir, asker kafasıyla açık açık dalga geçebilir, ya da beraberce kendi gezegenlerine ihanet ederek ölümü seçen bir Arzlı ile, tonlarca ağırlığıyla bize şekilsiz görünen bir Jüpiterli'nin acıklı öyküsünü anlatabilir.

Militarizmin insani değerlere yaptığı tahribatı bütün şairlerin yok olduğu bir dünyadan daha iyi ne anlatabilir? Bugün farkına bile varmadan kabullendiğimiz birçok ufak-tefek politik kararın yarın yol açacağı sonuçları, geleceğe gidip 'yerinde ve zamanında' görmekten daha iyi ne sokabilir kafamıza?" - Bülent Somay

..Ve Papağan Fıstık Dedi

Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor, arada bir çakan şimşekler karanlığı yarıp ortalığı gündüz gibi aydınlatıyordu. Bir an durdu. Önü sıra yürüyen beyazlar giyinmiş karısının hayalini kaybetmişti. Sonra yeniden koşmaya başladı. Ansızın mezarlığa girdiğini farketti. Yapılacak hiçbir şey yoktu. Koşması, durmadan koşması ve yetişmesi gerekti. Hızla koştuğu ve tam yetişiyorum sandığı bir anda mezarlığın vahşi otlarla kaplı toprağının içinden bir el dışarı uğradı ve mengene gibi ayakbileğinden kavradı. Yazarlar: Joan Vatsek, Rice Day, Paul Eiden, Jack Finney, William Sambrot, Roger Arthur, F. Tennyson Jesse

Yazar : Alfred Hitchcock

Asi Gezegen Tyrann

…Autarque dehşet içinde Rizetté dönerek haykırdı:

- Hain!

- Hayır efendim, ben hain değilim. Asıl hain Widemos Raucherin’e ihanet eden ve onun ölümüne sebep olandır. Bunu siz kendi ağzınızla söylediniz. Öyle ki yalnız ben değil, ekipte bulunan herkes duydu. Ve artık tüm ekip sizin nasıl bir insan olduğunuzu anlamış bulunuyor…

- Ben sizin Autarque’nizim.

- Aynı zamanda gelmiş geçmiş hainlerin en büyüğü!

Autarque bir süre konuşmadı, sonra iradesinin en son kalıntılarını da kullanarak tehdit edici bir tonla:

- Bunlar doğru olsa bile ne çıkar? dedi. Bana bir şey yapamazsınız. Keşfedecek bir gezegenimiz daha var: Asilerin Gezegeni. O gezegenin koordinatlarını da yalnız ben biliyorum…

Yazar : Isaac Asimov

22 Nisan 2017 Cumartesi

Milletlerin Zenginliği

Adam Smith (1723-1790): Çağının önde gelen ahlâk felsefecilerinden biri ve bu yıl yayımının 230. yılı kutlanan ve "İktisatın açılış kitabı" Milletlerin Zenginliği (1776) ile kalıcılaşmış bir 18. yüzyıl düşünürüdür. Elinizdeki baskıysa, bu önemli yapıtın Türkçedeki ilk ve tek eksiksiz çevirisi olmasının yanısıra, Prof. Dr. Gülten Kazgan'ın kapsamlı sunuşuyla da farkını ortaya koymaktadır. Haldun Derin (1912-2004); Atatürk, İnönü ve Bayar dönemi anılarını kitaplaştırdığı Çankaya Özel Kalemini Anımsarken: 1933-1951 'den (1995) Shakespeare, Adam Smith ve Orwell çevirilerine, bürokrasimizin en önemli çevirmen-yazarlarındandır. Milletlerin Zenginliği ise , bugün çevirmeninin elinden çıktığı biçimiyle yayımlanışıyla da bir "vasiyeti" yerine getirmektedir.

Yazar : Adam Smith

Tekeşlilik

İki kişiden ancak arkadaş olur; çift üç kişiden oluşur." Edebiyatımızı, şarkılarımızı, felsefemizi ve hatta politik düşüncemizi belirleyen temel kavramların hepsi aslında tekeşlilik tarafından içeriliyor: Sevgi, ihanet, sadakat, saygı, kıskançlık, bağlılık, arzu, yalan, kural, ev, ceza, özgürlük, ahlak, merak, görev, suç, özgürlük. Phillips ciddi, psikanalitik bir yaklaşımla alaycı, denemeci bir yaklaşımı birleştiriyor tekeşliliğe bakarken. "Dışlama" üzerine kurulmuş gibi görünen bu yapının aslında daima kendisinden başka şeyleri içereceğini, sadakatin ihanete, bağlılığın sadakatsizliğe durmadan dönüşeceğini, ve tanımı gereği "iki kişilik" bir kurum olan tekeşliliğin ebedi bir "üçüncü" olmadan yapamayacağını söylüyor.

Yazar : Adam Phillips

Olasılıksız

BİTİRMEK İÇİN YARINI, BAŞKASINA ANLATMAK İÇİN BİTİRMEYİ BEKLEMEYECEKSİNİZ.

'Olasılıksız demek yetersiz kalacaktır. İnsanı adeta büyüsü altına alan bu hikayede, Adam Fawer, bilim, felsefe, entrika ve maceradan ortaya bir başyapıt çıkarmış." Clive Cussler 'İlk cümleden itibaren bağlanıp kaldım; sayfaları, floş royal tutturmaya çalışan bir kumarbazın kartlarını açtığı gibi çevirdim. Olasılıksız, insanı düşündüren matematik teorilerini ve maceranın albenisini dahice birleştiren, okura Michael Crichton ve Robert Ludlum'u hatırlatan bir kitap.

Gerçekten kaçırılmaması gereken bir zevk.' Ben Mezrich, 'Mekanı Batırmak' ve 'Çirkin Amerikalılar'ın yazarı '…hikayenin sonunda, bir yandan şizofreninin gerçek nedenlerini düşünürken, bir yandan da tek bir hareketin bir insanın hayatını ne kadar değiştirebileceğine şaşırıyor olacaksınız. Olasılıksız, beğeniceğinize gözümüz kapalı iddiaya girebileceğimiz bir kitap.' People Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız.

Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto'da büyük ikramiye kazanmadınız.

Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar? Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün paranızı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?

Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parka baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı, yoksa geleceği mi görüyorsunuz?

Eğer siz de kontrölün kimde olduğunu merak ediyorsanız, 'Olasılıksız' tam size göre bir roman.

Yazar : Adam Fawer

Empati

Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz.
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz.
Bu kitabı kapatabilirsiniz.
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz.
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz.
Ne isterseniz yapabilirsiniz.
Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.
Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o
kadar derinlerine işlemitir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz.
Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar.
Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın.
Sadece 'isteklerinizin' tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.

EDEBİYAT, BİLİM VE FELSEFE RUHUNUZA AKACAK, OKUDUKÇA BAĞLANACAK, BAĞLANDIKÇA OKUYACAKSINIZ...

Yazar : Adam Fawer


1844 El Yazmaları

1843-46 Marx´ın klasik iktisatçılarla ilk tanıştığı yıllardır; bu süre içinde Marx, burjuva iktisadının kavramlarını burjuva iktisadına karşı kullanmak diye tanımlayabileceğimiz bir yöntemle uzun, bir kısmı kaybolmuş defterler doldurur. 1844 El Yazmaları burjuva politik iktisadını ve burjuva iktisat sistemini eleştiren "genç" Marx´ın ilk iktisadi araştırmalarının müsveddeleridir.

Marx 1844 Elyazmaları'nda paranın iktidarının her değeri aksine döndürdüğünü söylerken, ilkin "sadakati sadakatsizliğe çevirir" diye başlar saymaya: "Aşkı nefrete, nefreti aşka, erdemi fenalığa, fenalığı erdeme…" diye devam eder. 1932 yılına kadar yayımlanmayan bu müsveddeler ücretli emeğin insanı nasıl yabancılaştırdığının ele alındığı olgusal bir analizdir. Metin boyunca Rousseau´nun, Feuerbach'ın, Proudhon'un, Hegel´in etkilerini takip ederken, Marx´ın klasik iktisatçılarla (Adam Smith, Ricardo, Sismondi, Say...) yürüttüğü tartışmaya
da şahit oluruz.

Sosyal bilimci, tarihçi ve devrimci olarak hiç kuşkusuz en etkili sosyalist düşünür olan Marx´ın fikriyat evrimini gösteren ilk çalışmalarıdır 1844 El Yazmaları.

(Tanıtım Bülteninden)

Yazar : Karl Marks


Ölü Ruhlar

2007 yılında İngiltere'de en iyi yüz kitap arasına giren "Ölü Ruhlar", insanın yalnızlık duygusunun altında yatanları oldukça sert bir şekilde bize gösteriyor.

İran'da bembeyaz karlar altında bir şehir... Sert bir iklimin, çetin doğasında, buz tutmuş öfkelerine hapsolmuş, yalnızlıklarında kaybolmuş, kendi kendini tüketen bir aile...

Ve bu aileyi oluşturan bireylerin, okuyanların yüreğini titreten buruk hikâyeleri. Ödüllü İranlı yazar Abbas Maroufi, okurlarına büyülü bir senfoninin eşliğinde her karesini gözlerinizde canlandırabileceğiniz görsel bir anlatımla tam bir edebiyat şöleni yaşatıyor.

Evet, itiraf etmeliyiz ki "Ölü Ruhlar" bir şaheserdir.

Yazar : Abbas Maroufi


50 Soruda Psikiyatri

Psikiyatri nedir, psikiyatri uzmanı kimdir? 
Psikiyatrik bozukluklar ne zaman ve nasıl bozuk sayılır, ne tür bozulmalar görülür? 
Şizofreni nedir? 
Kaç türlü duygudurum bozukluğu vardır? 
Anksiyete bozukluğu nedir? 
Hangi fobiler ayırt edilebilir? 
Cinsel bozukluklar ve cinsel kimlik bozuklukları nelerdir? 
Uyku bozuklukları neden kaynaklanır? 
Kişilik bozuklukları nelerdir? 
Psikiyatride hangi ilaçlar kullanılmaktadır ve bunların etkinlik alanları nelerdir? 
Psikoterapi modelleri nelerdir? 
Varoluş analizi ne demektir? 
Analitik, dinamik, danışan merkezli psikoterapi; grup, aile, Gestalt terapileri; imajinatif ve yaratıcı terapiler; sanat, hareket, dans ve oyun, ortam ve uğraşı terapileri nelerdir? 
Dinsel esinimli terapiler var mıdır? 
Psikodrama nedir? 
Adli psikiyatri nedir ve nasıl işler?